Sabah Gazetesi, 17 Ekim 2001
Rudy Giuliani.. 11 Eylül Salı gününden itibaren Türkiye'nin de adını sık sık duyduğu New York'un ünlü Belediye Başkanı.. New York gibi, her 5 kişiden 4'ünün Demokrat olduğunun söylendiği bir kentte, Belediye Başkanlığı'nı kazanmayı başaran bir Cumhuriyetçi..
Son zamanlarda adı, muhtemel CIA Başkanı olarak da geçen bu adam nasıl bir kişi? Bunu merak ettik ve Andrew Kirtzman'ın yazdığı "Rudy Giuliani; Emperor Of The City" adlı kitabı alıp okuduk.. Giuliani, tanıyabileceğiniz en "Ben merkezci" kişi.. Spotların altında hep o olacak.. Yanındaki insanlardan birisi, bu kişi en yakını bile olsa, biraz ön plana çıkarsa, gözünün yaşına bakmadan hemen harcıyor.. Hayatı zehir ediyor o kişiye.. Koca kenti adeta demir yumrukla yönetiyor.. Belki bu nedenle yazar onu "Kentin İmparatoru" olarak tanıtıyor.. Gerçekten de öyle.. Çapkınlıklarını filan bir yana bırakırsak, görünen bir başka özelliği "Oldukça tuhaf ve terbiyesiz" bir kişi olması.. Şimdi vereceğimiz örnek, sanırız onu tanımanıza yarayacak.. Bizim de gazeteci olarak izlediğimiz o törenler sırasında meydana gelen bu olayı, Kirtzman'ın satırlarından özetleyerek okuyalım: 1995 yılının Ekim ayı... BM'nin kuruluşunun 50'inci yıldönümü törenleri için 200 dolayında ülkenin Devlet veya Hükümet Başkanları New York'ta.. Aklınıza gelen herkes orada.. Törenler sırasında Lincoln Merkezi'nde Avery Fisher salonunda, New York Filarmoni Orkestrası'nın 9'uncu Senfoni'yi çalacağı bir de "İsme davetiyeli" konser vardır.. Ev sahibi olan Giuliani, davetiyelerin dağıtılmasında Arafat ve 6 liderin çağrılmamasını tembih etmiştir. Konser saati yaklaşır ve salonda bulunan Giuliani'nin yardımcılarından Bruce Teitelbaum, birden ünlü kefiyesi ile Arafat ve yardımcılarını görüp dehşete düşer.. Filistin lideri ve yardımcıları bir locaya girip otururlar.. Teitelbaum, durumu hemen bir üstü olan Randy Mastro'ya bildirir. Bunun üzerine Mastro, o sırada, BM'nin törenlerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı bayan Gillian Sorensen ile bir odada oturmakta olan Giuliani'nin yanına gider ve durumu anlatır. Giuliani, gayet kararlı bir tavırla "Davetli değil.. Dışarı atın" der.. Sorensen panik içindedir.. Giuliani'ye, "Bunu yapamazsınız.. Arafat bu kutlamaların bir parçası. BM'nin onayı ile gözlemci olarak burada bulunuyor. Ve konsere bileti de var" diye itiraz eder. Ama Başkan dinlemez.. Adamlarına emrini tekrarlar: "Atın dışarı.." Bayan Sorensen yine itiraza kalkışınca, Giuliani "Gillian, dinlemek istemiyorum" cümlesi ile konuyu kapatır. RezaletBu sırada konuklar gelmiş ve konser başlamak üzeredir.. Bu emir üzerine Teitelbaum ve Mastro, Arafat'ın oturduğu locaya gidip kapıyı çalar.. Açan yardımcısına da kim olduklarını gösteren kartvizitlerini verirler.. Yardımcı kartvizitleri Arafat'a götürür.. Filistin lideri de "Belediye Başkanı iki adamını bana hoşgeldiniz demek için göndermiş. Ellerini sıkayım" düşüncesi ile kapıya çıkar ve gülerek elini uzatır.. Mastro hafif bir sesle şunu söyler: "Biz buraya Başkan adına geldik. Bu, Belediye'nin bir organizasyonudur. Siz de davetli değilsiniz. Başkan gitmenizi istiyor.." Arafat ne dendiğini anlamaz gibi, güler ve başını "Olur" anlamında sallar. Ama yardımcısı hemen araya girer Mastro'nun kolunu tutarak "Sen kiminle konuştuğunu biliyor musun?" diye bağırır.. Mastro "Tabii biliyorum. Gitmenizi istiyoruz. Çünkü davetli değilsiniz" diye cevap verir. Arafat'ın yardımcısı "Bunu isteyerek korkunç bir şey yaptınız" derken davetiyeyi yüzlerine doğru sallar.. Mastro devam eder: "Size karşı fiziki güç kullanmamız söz konusu değil. Ama buraya davetli değilsiniz ve Başkan gitmenizi istiyor.." Bu konuşmadan sonra Mastro ve Teitelbaum hemen Giuliani'ye giderek durumu anlatırlar. Giuliani memnundur.. O sırada ışıklar söner ve konser başlar. Arafat ve adamları ise 20 dakika sonra konseri terkederler.. Giuliani hedefine ulaşmıştır. Çünkü gündemin tepesine oturduğunu bilmektedir.. BM, yaptığı açıklamada bu konserin Belediye Başkanlığı ile BM'nin ortak yapımı olduğunu ve davetiyenin kendileri tarafından Arafat'a verildiğini açıklar. Arafat ise, birkaç gün sonra bu konu kendisine sorulduğu zaman, Mastro'nin sözlerini duyunca, kendisine, "Cehenneme kadar yolun var" dediğini söyler.. CIA Başkanlığı için adı geçen adam..
Bu olay burada da kalmaz. Bakın neler olur neler.. Daha neler yapar bu Rudy Giuliani.. Kentin İmparatoru'na devam edeceğiz..